Fütürizm her ne kadar çoğunluk tarafından sadece bir sanat akımı olarak bilinse de felsefi, siyasi ve politik bir boyutu da vardır. Fütürizm felsefesi ve bildirgesini anlayabilmek için fütürizmin tarihsel sürecine, ortaya çıkmasında nelerin etken olduğuna, kurucularının ve destekçilerinin ne tür düşüncelere sahip olduğuna bakılmalıdır.
Fütürizm Nedir?
Fütürizm (Gelecekçilik), ilk olarak İtalyan şair ve editör olan Filippo Tommaso Marinetti’nin 1909’da Paris Le Figaro gazetesinde yayımlanan fütürist manifesto ile gündeme gelir. Bu manifestoda sanayileşme çağına geçişin toplumu ve sanatı nasıl etkileyeceğini, devinim ve radikal değişimin sanatla nasıl harmanlanacağı anlatılmıştır. Fütürizmin temel amaçları; geçmişten gelen estetik değerleri, adet ve gelenekleri tamamen reddetmek, dinamizmi, hızı ve yeniliği üstün tutmaktır. Fütürizmin geçmişi silme isteği ise geleceğe ve modernizme odaklanan bir yapısının olmasından kaynaklanır. Yani en basit tanımıyla fütürizm, teknolojik gelişmelerin toplumsal yaşamı kökünden değiştirdiğini ve sanatın buna bağlı olarak yenilenmesini, kendini yapılandırması gerektiğini savunur. Makineleşmeyi, hızı, şiddeti, ve moderniteyi yüceltir. Bir nevi fütürizm temelde makine çağını bir kutlama olarak görür ve insan dinamizminin ve hareketliliğinin makinelerle birlikte doruğa ulaşmasını sağladığı için savaşı resmen göklere çıkartır.
Fütürizmin Ortaya Çıkışı
Fütürizmin ortaya çıktığı toplum ve ortaya çıkmasındaki etkenler fütürizmi daha anlaşılır kılmaktadır. Fütürizmi şekillendiren ve ortaya çıkmasına zemin hazırlayan başlıca sebeplerden biride on dokuzuncu yüzyılın sonları ve yirminci yüzyılın başlarında batı coğrafyasında zihinsel bir değişimin yanı sıra ekonomik, siyasi ve sosyal değişimler yaşanmasıdır. Kapitalizmin ve sanayileşmenin en revaçta olduğu dönemlerden birinde buna bağlı olarak makineleşmede de çok hızlı bir değişim gerçekleşmekteydi. İletişimden altyapıya makinalardan fabrikalara kadar büyük bir değişim olmuş ve bu yaşanan değişimlerin devamının getirilmesi rasyonel ve bilimsel düşünceyi de zorunlu kılmıştır. Kern’in ‘’Dönemin bilimsel ve teknolojik gelişmelerinin sanatın değişimi üstünde çok büyük bir etkisi olmuştur. Teknolojik gelişmelere eklenen ve sürekli değişen sosyal, politik ve ekonomik şartlar dünyayı adeta bir devinim ve hızlanma üzerine kurmuştur.’’ sözleri ile durum daha da açık bir şekilde anlaşılmıştır. Lakin İtalya henüz bu açıdan değişimini tamamlayamamış ve Avrupa coğrafyasında diğer ülkelere nazaran ekonomik ve teknolojik anlamda epey geride kalmıştı. O dönem İtalya’sına bakıldığında endüstriyel devrime henüz adım bile atmamış, yaşanan yeniliklere adapte olamamış bir İtalya görülmekteydi. Bu da yoğun milliyetçi duygularla çevrilmiş Marinetti’yi öfkelendiriyordu. Ayrıca Marinetti’nin fütürist manifestoyu yazmasına ek olarak kendi fütürist partisini faşist bir yaklaşımla kurarak birçok vatansever, milliyetçi ve parlamenter demokrasiye karşı fütüristinde desteğini almayı başarmıştı. Nitekim fütürizm özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Mussolini’nin faşizmiyle birleşerek tek bir kimlik haline gelmiştir. Bu kimliğin temelindeyse yine İtalya’yı ileriye götürme isteği yatıyordu.
Fütürist Manifesto
Epey radikal görüşlerin bulunduğu bu fütürist manifesto; feodal anlamda İtalya’yı aşağı çeken, gerileten ve ilerlemesine engel olan her türlü zihniyete karşı ciddi ve şiddetli bir savaşı yüceltmektedir. Ayrıca manifestoda fazlasıyla güç, mücadele ve nefret propagandası yapılmaktadır. Marinetti’nin manifestoya dair en dikkat çeken sözleri ise şunlardır:
‘’Gayret gösterirken karşılaşılanın haricinde, güzellik yoktur. Saldırgan bir karakter olmadan gerçekleştirilen hiçbir iş başyapıt mertebesine ulaşamaz.
‘’ Biz savaşı -dünyaya sağlık getiren yegâne şeyi- militarizmi, yurtseverliği, anarşistin yıkıcı gücünü, öldürücü güzel fikirleri, kadının aşağılanmasını yüceltmek istiyoruz.’’
‘’Müzeleri, kütüphaneleri yıkmak, ahlakçılığa, feminizme, tüm çıkarcı ve yararcı alçaklıklara karşı savaşmak istiyoruz.’’
‘’Çalışma, zevk ve isyanla çalkalanan büyük kalabalıkların; modern başkentlerdeki devrimlerin çok renkli ve çok sesli gelgitlerinin; vahşi elektrikli bir ayla parıldayan cephaneliklerin ve atölyelerin gece titreşiminin; dumanla süslenmiş yılanları yutan hırslı tren istasyonlarının; dumanlarının çarpık çizgileriyle bulutlar yaratan fabrikaların şarkılarını söyleyeceğiz. Güneşli nehirlerin şeytani çatal bıçaklarının üzerinden fırlatılan jimnastikçilerin sıçrayışıyla köprülerin; ufkun kokusunu alan maceraperest buharlı gemilerin; dizginleri uzun borulara sahip devasa çelik atlar gibi rayların üzerinde puflayan büyük göğüslü lokomotiflerin ve pervaneleri bir bayrağın dalgalanması ve coşkulu kalabalıkların alkışları gibi ses çıkaran uçakların uçuşunun şarkılarını söyleyeceğiz. Yazarın notu: Bugün fütürizmi, kurduğumuz bu yıkıcı ve kışkırtıcı şiddet manifestosunu İtalya’da yayınlıyoruz çünkü İtalya’yı profesörler, arkeologlar, turist rehberleri ve antikacılardan oluşan kangrenden kurtarmak istiyoruz. İtalya çok uzun zamandır büyük bir ikinci el pazarıdır. Onu sayısız mezarlıkla kaplayan sayısız müzeden kurtarmak istiyoruz.’’
Bildiride de görüldüğü üzere bazı maddelerde mizojinik bir yaklaşım sergilenmesinin yanı sıra geçmişin getirdiği tüm tecrübeler, deneyimler, entelektüel bilgi birikimleri de geçmişle birlikte yıkılmak istenmektedir. Ayrıca fütüristlere göre İtalya’nın hantallığı klasik Rönesans döneminden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu uyuşukluğu ve yavaşlığı hatırlatan her türlü müze, galeri ve kütüphane yok edilmelidir. Politik emellerin içine doğan fütürist felsefe, mekanikleşmiş yeni dünya düzenine güzellik ve savaşı sanat yoluyla özdeşleştirmek, edebiyatın durgun ve dingin yapısını saldırganlaştırmak temeline dayanarak faşizan mücadeleyi yüceltmiş ve 2. Dünya savaşı sonrasında yavaş yavaş etkisini kaybetmiştir. Lakin yakın zamanda siyasi ve politik yönünden bağımsız şekilde fütürist çalışmalar hâlâ yapılmaktadır.